Kroner kalp hastalığı, kroner arter kalbin çevresini kaplayan ve kalbin beslenmesine yardımcı olan atardamarlara verilen addır. Çok fazla yemek, aşırı yağlı gıdaların tüketimi, beslenme düzensizliği, yaşam tarzının hareketsiz olması gibi nedenlerden dolayı tüketilen gıdaların yan maddeleri damarlarda birikebilir. Damar duvarı genişleyebilme özelliğine sahip olan bir yapıdadır. Damarlarda kan oranı bazı durumlarda artar, ancak bu artış kişiye basınç olarak dönüş yapmaz. Tuzlu gıdaların tüketimi nedeniyle vücut dengeyi sağlayabilmek için su tutar. Bu durumda kan basıncında hemen artış gözlemlenmez. Çünkü damar esneyerek, artan kan miktarı dengelenir.

Kroner kalp hastalığında sorun, damarların yapısında gelişen bozukluktan kaynaklanır. Beslenme alışkanlığında yaşanan bozukluk belli bir yaştan sonra damar duvarlarında yan maddelerin birikimine neden olarak zamanla kaslar işlevini yerine getiremez. Yani kaslarda esneme olmaz. Damar tıkanabilir ya da daralma oluşabilir. Bu durumda kalbe yeterli oranda kan ve oksijen ulaşmaz. Bu durumda kroner kalp hastalığı meydana gelir. Kroner kalp hastalığının en önemli nedeni damar sertliğidir.

Kroner kalp hastalığı her yaş insanda görülebilir. Ancak özellikle 60 yaşını geçmiş erkeklerde, 70 yaşını geçmiş kadınlarda görülebilen bir rahatsızlıktır. Yaş hastalığa ait bulguların ortaya çıkmasında önemli bir etkendir. Daha çok 50 yaş üzeri kişilerde görülen hastalık erkeklerde kadınlarda daha fazla görülür. Kadınlarda doğal olarak salgılanan östrojen hormonu kadını bu hastalıktan korur. Menopoz dönemine ulaşan ve östrojen salgısı kesilen kadınlarda kalp damar hastalığı gelişme riski daha fazladır. Sigara çoğu hastalık için bir etken olduğu gibi, kalbin beslenmesini bozarak kroner kalp hastalığına da yol açabilir. Düzensiz beslenme, beslenme bozuklukları nedeniyle kolesterol artarak, tansiyon artışına yol açar. Bu gibi rahatsızlıkların haricinde şeker hastalığı, aşırı alkol kullanımı, stresli bir yaşam, hareketsiz yaşam, genetik yatkınlık gibi daha pek çok etken hastalığa yol açabilir.

Kroner kalp hastalığı bazen herhangi bir belirti vermeden devam edebilir. Hastalığın şiddeti ve yaşanan belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Hastalık ilerledikçe kalbin beslenmesi yetersiz olur. Bu durumda kalbe yeterli oranda kan ulaşmaz ve göğüs ağrısı yaşanmaya başlanır. Yaşanan göğüs ağrısı zamanla sağ kol ve çeneye kadar uzanabilir. Bazı vakalarda kolda uyuşma görülebilir. Diğer bir belirti ise hareket anında zorluk yaşanmasıdır. Hastalar genelde bu zorluğun sıkıştırıcı bir ağrı olduğundan bahseder. Yapmış oldukları hareketleri yarıda bırakacak kadar keskin bir ağrı olabilir. Hasta dinlenme ihtiyacı hisseder ve dinlendikten sonra ağrı genelde geçer. Bunlar haricinde nefes alışverişinde zorluk, göğüste yanma, yorgunluk yaşanabilecek diğer belirtiler arasındadır. Kişinin stresli olduğu anlarda yaşanan belirtilerin şiddetinin arttığı gözlemlenir. Stres anında damar daralarak kan ihtiyacı yeteri kadar karşılanamaz. Hastalığın ilk belirtisi olarak kalp krizi yaşanabilir. Damar tıkandığında doku ihtiyacı kadar beslenemez. Damarın tıkandığı alanda kalp dokusunda ölüm gerçekleşir. Bu durum kalp krizi olarak tanımlanır. Yaşanan ağrı kendiliğinden geçebilecek bir ağrı değildir. Uzun sürer ve çok yoğun yaşanır. Acilen doktora başvurulmalıdır, çünkü hayati risk oluşturabilir.

Hastalık için öncelikli olarak kardiyoloji uzmanına başvurmak gerekir. Doktor hastanın öyküsünü dinledikten sonra bazı testler isteyerek tanıyı koyabilir. Ekg, eforlu ekg, talyum miyokard sşntigrafisi, ekokardiyografik inceleme, kroner anjiografi uygulanacak tetkikelr arasında yer alır. Kroner anjiografi daha çok tanı konulmasında zorluk yaşanan hastalar için uygulanır.

Uygulanan tetkiklerin sonunda tanı koyan doktor hasta için en uygun tedaviye başlar. Her hasta için farklı tedaviler uygulanır. Tedavi için hastanın genel sağlık durumu göz önünde tutulur. Kemoterapi, ilaç tedavisi ve cerrahi uygulanacak tedaviler arasındadır. Kroner kalp hastalığında ilk tercih edilen tedavi yöntemi genelde ilaç tedavisidir. Eğer hastalık kronik seyirliyle ilaç tedavisi oldukça uzun sürebilir. Göğüs ağrısını gidermek, daralan damarı genişletme, kalbin ihtiyaç duyduğu oksijeni sağlamak için ilaç tedavisi başarılı olur. Yine hastalığa yol açan etkenleri ortadan kaldırmak amacıyla da ilaç tedavisine başvurulabilir. Hastalık ilerlemişse ve ilaç tedavisi yetersiz kalmışsa cerrahi tedaviye başvurulur. Kroner arter bypass ve anjiyoplasti cerrahide uygulanır. Cerrahide yine hastanın yaşı, daralan damar sayısı, daralmanın gerçekleştiği alan ve kalp kasının durumu göz önünde bulundurulmalıdır.