{ "title": "Delik Kalp", "image": "https://www.kalphastaligi.gen.tr/images/delik-kalp.jpg", "date": "19.01.2024 13:56:08", "author": "ayşe yeşilcan", "article": [ { "article": "
Kalp deliği, Akraba ile yapılan evlilikler, genetik yatkınlık olması ve diğer birçok etkenden dolayı bebekler kalp rahatsızlığı ile dünyaya gelebilmektedir. Kalpte delik bebeğin anne karnında iken gelişim evresinde kalbin normal bir şekilde gelişmemesi sebebiyle ortaya çıkan bir çeşit kalp kusurudur. Doğuştan kalp rahatsızlıklarının en fazla görüleni kalp delikleridir. Kalpte bulunan deliğin büyük olması sebebi ile kalbin pompaladığı kirli ve temiz kan birbirine karışabilir. Bu da vücut dengesini ve düzenini olumsuz manada etkilemektedir. Çünkü kalpte delik olması kalbim işlevlerini yerine getirmesine engel olur ve kalbin en önemli vazifesinin de kan pompalamak olduğunu düşünürsek ve kanında bütün vücuda yayıldığı bilinen bir gerçek ise kalpte herhangi bir sorun olması tüm bedeni etkilemektedir.

Kalpte delik olmasının iki nedeni vardır
Fakat en ciddi olanı, doğuştan gelen kalp delikleridir. Kalp sisteminin yapısı dört ayrı bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler ikisi kulakçık, iki tanesi de karıncık olarak adlandırılmaktadır. Kulakçıklar arasındaki delik oluşumuna atrial septal defekt denirken, karıncıklar arsında oluşan deliğe de ventriküler septal defekt denmektedir. Doğuştan oluşan kalp deliklerinin belirtileri daha net fark edilebilmektedir. Bebeklik çağında pek fark edilmeyen bu rahatsızlık çocuk büyümeye başlayınca fark edilebilmektedir.

En sık rastlanan belirtiler çocuk yürümeye çalışıyor ise normalden daha erken yorulma, hala emiyorsa emmeyi erkenden bırakma, sık sık nefes alıp verme, morarma görülmesi, sıklıkla karşılaşılan akciğersel enfeksiyonlar sık sık öksürme bebeklik döneminde görülebilecek belirtiler arasındadır. Yürüme aşamasındaki bebeklerde en sık görülen belirti herhangi bir hareket yaparken hemen yorulma hissi, çabuk oturma ihtiyacı ve oyun oynamak istememesi genelde hep hareketsiz kalmak istemesidir. Fiziksel muayenede üfürüm olayı oluyorsa doktor delik olup olmadığına dair testler uygulamalıdır. Fakat bazen çocuklarda hiçbir belirti gözlenmez hatta muayene esnasında bile bir şey fark edilmeyebilir. Yani bazı kalp delikleri belirti oluşturmadan normal bir şey gibi görülür. Bu durumda ancak ilerleyen yaşlarda belirtiler ortaya çıktıkça teşhis konulabilir.

Çocukların bir rahatsızlık göstermemesine rağmen 2 yaşına ulaşmadan bir kardiyoloğa muayene ettirilmesi gerekir. Çocuğun fiziki muayenesinde üfürüm tespit edildi ise EKO çekilmesi gerekmektedir. Bu uygulana görüntüleme tekniği sayesinde kesin tanı konulabilmektedir. Kalpte delik olduğu tespit edildikten sonra bazı deliklerin tedavisi zaman kaybetmeden yapılaması gerekirken bazı durumlarda da beklenir. Hemen kapatılması gereken deliklerin ameliyatı bir an önce vakit kaybetmeden yapılmalıdır. Günümüz teknolojisinde anne karnında bebeğin kalp deliği olması gibi bir durumla karşılaşılırsa doğum sonrası son teknoloji ile açık kalp ameliyatı gerçekleştirilebilir. Yeni doğan ya da bir yaşına ulaşmış bebeklerde rahatlıkla kalp ameliyatı uygulanabilmektedir.

Bu ameliyat işlemi şu şekilde gerçekleştirilmektedir. İlk olarak bebek ya da çocuğun dolaşımı ve solunumu kesilir ve akciğer makinesine bağlanarak bebek ya da çocuğun göğüs kafesi açılarak kalbe erişildikten sonra kalpte oluşan delik küçük çaplı bir şey ise doğrudan dikilir. Fakat deliğin büyük bir yapısı mevcut ise bu deliğe göre sentetik yama işlemi yapılarak delik onarılır. Eğer yapılması gereken cerrahi işlem geciktirilirse başka sorunlara da yol açabilir.

Aynı zamanda doğumsal olarak kalp deliği olan bebek ya da çocuklarda açık kalp ameliyatları çoğu kez ilk kullanılan yöntemdir. Farklı tedavi yöntemleri de uygulanabilmektedir. Bu yöntem anjiyo gibi kasık bölgesinin atardamarından girilerek kalpte oluşan delikleri birtakım teknik aletler ile en fazla tercih edileni ise 'şemsiye yöntemi' vasıtasıyla kalp deliğinin kapatılmasıdır. Bazı durumlarda bu yöntem kullanılmaz. Sebebi kalp deliğinin bir özelliği olduğu gibi kal içerisine yerleştirilen cihazların çevre dokulara rahatlıkla tutunabilmeleri gerekmektedir. Kalp vücudumuzun şüphesiz en değerli organı olduğundan dolayı en uygun yöntem olan cerrahi müdahale genel olarak tercih edilmektedir.
" } ] }